“`html
Berat Karaaslan / Sözcü.com.tr ÖZEL
Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, İttihat ve Terakki Cemiyeti için “Türk siyasetinin laboratuvarıdır” ifadesini kullanmış. Siyaset tarihimizin en kritik dönemlerinden biri olan yıkılış ve kuruluş süreci, Cumhuriyet tarihine de derin izler bırakmıştır.
İttihat Terakki Siyonizm ile aynı hareket içerisinde olabilir mi?
İttihatçılar, Masonların Osmanlı üzerindeki etkilerini arttıran bir yapı mıydı?
İttihat Terakki, Batılı emperyalistler tarafından desteklenmiş olabilir mi?
Güncel siyasetin tartışma konularından biri haline gelen İttihat ve Terakki Cemiyeti ile ilgili sorular, ‘İttihatçı Bir Fedai: Mülazım Atıf’ ve ‘İttihatçıların Kara Kutusu: Hürriyet Kahramanı’ Ohrili Eyüp Sabri’ kitaplarının yazarı Tarihçi ve Yazar Talha Burak Ünlü tarafından yanıtlandı.
“GÜNCEL SİYASETE KATILIMINI ŞAŞIRTICI BULMUYORUM”
1-) İttihat Terakki Cemiyeti, hala güncel siyasetin önemli bir parçası. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Tarih sahnesinde 100 yılı aşkın bir süre geçmiş bir hareketin bu denli tartışılıyor olması, tarih yazıcılığını nasıl etkiliyor?
“Son zamanlarda İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne olan ilgi, benim için sevindirici. İnsanlar bu oluşumu daha fazla araştırıyor. Geçmişe oranla, akademik ve popüler yayınlarda bu konuya daha fazla yer veriliyor. “İttihatçılar, altı yıl içinde altı yüzyıllık imparatorluğu yıktı” gibi temelsiz iddiaların çürütüldüğünü görmekteyiz. Sosyal medya ve video platformlarında İttihat ve Terakki ile ilgili belgesel içerikler ve kısa videolar bu konuyu daha ilgi çekici hale getiriliyor. Ancak, bu durum İttihat ve Terakki’nin tarihsel bağlamda incelenmesi gerekliliğini de ortadan kaldırmıyor. Şu anda İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin son kongresini toplamasının üzerinden 107 yıl geçmiş durumda. Cemiyetin izleri, Millî Mücadele döneminde çeşitli oluşumlarla devam etti ve Atatürk ile bağlantılı yargılamalara kadar uzandı. Günümüzde bazı siyasi liderler, partilerinin önde gelen İttihatçılardan oluştuğunu ifade ediyor. Ancak, tarihe mal olmuş bir yapılanma olarak İttihat ve Terakki’nin güncel siyasette kullanılması doğru bir yaklaşım değil.”
“ÖNYARGILAR NEDENİYLE İTTİHATÇILARA YÖNELDİM”
“Tarih araştırmalarında her olayın kendi dönem koşulları içinde değerlendirilmesi gerektiği prensibi bulunmaktadır. Tarihte hiçbir olay kendini tekrar etmez, bu durum bağımsız ve biricik olaylar içerir. İttihat ve Terakki’nin “korkulan” bir yapı olarak algılanması ve önyargulara dayanılarak eleştirilmesi, tarihçilerin ve araştırmacıların bu konuyu incelemesine sebep olmuştur. Bu ön yargılar beni de İttihatçılar üzerine çalışmaya yönlendirdi; bu kapsamda iki önemli İttihatçının biyografisini kaleme aldım, üçüncüsü ise hazırlanma aşamasında.
“GİZLİLİK ZORUNLUYDU”
2-) İttihatçılara üye olma süreçlerinde özellikle yemin ve katılma ritüellerinin Masonik unsurlardan etkilenip etkilenmediği hakkında neler düşünüyorsunuz?
“- İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye olmak için yapılan yemin törenleri oldukça mistik ve görkemli bir yapıya sahipti. Cemiyet, Sultan II. Abdülhamid’in istihbarat ağından etkilenmemek amacıyla, eline geçiremediği gizlilik içerisinde üye alım işlemlerini yürütüyordu. Bu nedenle, yeni üyelerin referansla girmesi gerekiyordu.”
“YEMİN TÖRENİ NASIL İŞLERDİ?”
“İttihatçıların hatıralarında, yemin törenlerinin detayları yer almaktadır. Yeni üye, gözleri bağlı olarak bir at arabasına konuluyor, bilinmeyen yollar üzerinden götürülüyor ve yemin töreninin yapılacağı yere ulaştırılıyordu. Törende, kırmızı giysi içinde ve yüzleri örtülü bir heyet üyeleri tarafından yemin metni okunuyor ve katılımcı bu sözleri tekrar ediyordu. Yemin esnasında sağ elinin Kur’an-ı Kerim üzerine, sol elinin ise bir silah veya kılıç üzerine koyulması sağlanıyordu; ardından gözleri açılarak bu durumun sahnelenmiş haliyle karşılaşması sağlanıyordu. İşlemler, sadece gösterim amaçlıdır.”
“MASON LOCALARI GİZLİLİK İÇİNDİR”
“Jön Türkler, II. Abdülhamid karşısında gizlenmek için Mason localarını kullanmışlardır. Ancak 1902 sonrası bu bağlar zayıfladı. İttihatçılar arasında Mason olanlar olsa da bu, onların Masonlarla ortak hareket ettiği anlamına gelmiyor. 1908’de Kanun-ı Esası’nin yeniden yürürlüğe girmesi için gösterilen çaba, İttihatçılar ve yapıları adına önemli bir dönüm noktasıdır. İttihatçılar, köylerde toplu yemin törenleri yaparak halkı cemiyete katmaya teşvik etmiştir.”
“JÖN TÜRKLER VE İTTİHATÇILAR FARKLI YAPILARDIR”
3-) Tevfik Çavdar, Talat Paşa kitabında 1908 sonrası Osmanlı’nın daha çok Abdülhamit’e yaklaşımı içindeki politik farklılıkları sıralıyor. Sizce Paris ve Selanik ekipleri arasında nasıl bir fark vardı?
“- “Genç Osmanlılar”, “Jön Türkler” ve “İttihatçılar” sıkça karıştırılıyor. Genç Osmanlılar anayasal düzeni savunan bir grupken, Jön Türkler Avrupa’da, özellikle Paris ve Cenevre gibi şehirlerde faaliyet gösteren bir topluluktur. 1907’de Selanik’teki Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile birleşerek yeni bir yapı oluşturulmuştur. Ahmed Rıza’nın liderliğindeki grup, II. Abdülhamid’in yönetimine karşı daha pasif bir muhalefet geliştirdi. Ancak bu süreçte, liderlik ve strateji konularında derin anlaşmazlıklar söz konusu olacaktı.
(İttihatçı Bahaeddin Şakir)
“1907’DE SİLAHLI MÜCADELE KARARINA VARILDI”
“- 1907 Jön Türk Kongresi’nde, önceki hüsranın etkisiyle bu sefer birleşme kararı alındı. Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti ismiyle yeni bir yapı oluşturuldu. Bu süreçte, İttihatçılar silahlı mücadele kararı almış ve ordunun gücünden yararlanmak istemiştir. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin esas gücü ordunun desteğiydi. Makedonya’daki 3. Ordu yardımıyla önemli başarılara imza atılmıştır.
“İTTİHATÇILAR SİYONİST AMAÇLARI HOŞ KARŞILAMADI”
4-) İttihatçılarla Osmanlı Yahudileri arasındaki ilişki niteliği nedir? Selanik’in kozmopolit yapısının etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“- Yahudi Cemiyeti, İttihatçıların muhalefetinin başından itibaren destek vermiştir. Selanik merkezli hareket, İttihatçılarla Yahudiler arasında bir yakınlık geliştirmiştir. Ancak, Yahudilerin Filistin’de bağımsız bir devlet kurma çabaları, İttihatçıların hoşuna gitmedi ve ilişkiler bozuldu. Bu durum Siyonistlerin Birinci Dünya Savaşı sırasında Filistin’i işgal fırsatı olarak görmelerine yol açmıştır.”
“ABDÜLHAMİT İLE AVRUPA ARASINDAKİ İLİŞKİLER”
5-) Abdülhamid, İttihatçılara karşı Avrupa ile olan ilişkisini nasıl yönlendirmiştir?
“- Paris’te Ahmed Rıza Bey tarafından çıkarılan Meşveret gazetesi, İttihat ve Terakki’nin yayım organıydı. Ancak II. Abdülhamid, kendi aleyhinde yayın yapan gazetelerin kapanması için Avrupa ile ilişkilerini kullanmıştır. Ahmed Rıza Bey’in faaliyetleri engellenmiş ve Paris’ten sürülmesi için 48 saat süre verilmiştir. Bunun yanı sıra, destek almak adına bu tür yardım mekanizmalarına yönelmiştir.
“ABDÜLHAMİT’İN AVRUPA İLE İLİŞKİSİ YÜKSEKTİ”
“İttihatçıların dış destek aldıkları savı bir yanlış anlamadır. İttihat ve Terakki, Türk halkı tarafından kurulan ulusal bir cemiyettir. Her toplulukta olduğu gibi bu yapıda da çeşitli ideolojilere sahip bireyler vardı. Abdülhamid’in Avrupa devletleriyle olan ilişkilerinin, yönetimi açısından oldukça olumlu bir şekilde işlediği söylenebilir.”
RUS KONSOLOSA SELAM VERMEDİĞİ İÇİN İDAM EDİLEN ASKER
“Çarlık Rusya’sının Manastır’a atadığı Konsolos Rostkovski, selam vermediği gerekçesiyle Jandarma Neferi Halim’i idama mahkûm etti. Halim, bu durumu onuruna yediremeyip konsolosu öldürdü. Arkasından gelen soruşturma ile Halim ve ilgili bir başka asker idama mahkum edildi. Bu tür durumlar, Osmanlı dönemindeki uluslararası ilişkilerin zorluğunu gözler önüne seriyor; İttihatçılar, güçsüz bir konumda değerleri yüksek bir cemiyet olarak tanımlanmaktadır.”
“İTTİHAT VE TERAKKİ, ORDUDUR”
6-) Tarih çalışmaları kapsamında İttihatçı liderlerin hayati konumu yeterince vurgulanıyor mu? Dr. Nazım ve Dr. Bahaeddin Şakir gibi isimlerin neden öne çıkmadığını düşünüyorsunuz?
“- İttihat ve Terakki, tek bir lider değil, birçok önemli ismin bir arada buluştuğu bir yapıydı. Dr. Nazım ve Dr. Bahaeddin Şakir, Jön Türk hareketinin canlanmasında rol oynamış önemli figürlerdir. Ancak İttihat ve Terakki’yi şekillendiren asıl unsur ordu olmuştur. Askerlerin desteği ile gerçekleştirilen devrim, bu oluşumun seyrini belirlemiştir. Dolayısıyla, bazı önemli isimler daha çok arka planda kalmıştır.”
“MERKEZİ UMUMİ’NİN ROLÜ”
“Enver Paşa, İttihatçıların öne çıkan isimlerindendir. Hem liderlik vasfı hem de başarıları ile dikkat çekmiştir. İttihatçılar, Merkez-i Umumi içerisinde zaman zaman farklı kararlar alabilir ve bu durum iç ilişkileri etkilemiştir. Bir yandan da Enver, Cemal ve Talat Paşaların Cihan Harbi sürecindeki kararlarının ağırlığı, bu yapıların giderek daha etkili bir konuma gelmesine neden olmuştur. Ancak bu süreçte, İttihat ve Terakki’nin içindeki pek çok önemli figür de göz ardı edilmemelidir.
“1907 KONGRESİ VE ORDU
7-) 1907’de kurulan birlik, Osmanlı’daki siyasi ve sosyal dinamikleri nasıl etkiledi?
“- 1907 Jön Türk Kongresi, cesur bir adım atarak ayrımcı grupları da dahil ederek birleşmeyi sağladı. Bu siyasi birlik, Abdülhamit yönetimine karşı orduyu kullanmayı kararlaştırdı. İttihatçılar, bu süreçte dikkatli davranarak hem desteklemek hem de politikalarını etkili hale getirmek adına stratejik hamlelerde bulundular.
“1908 DEVRİMİ TAMANEN BAŞARILI OLAMADI”
😎 İttihat veya Kemalizm döneminde “Halka inemediler” eleştirileri sıkça yapılıyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz? Osmanlı toplumunun devrimle uyumu konu hakkında ne kadar etkili oldu?
“- İttihatçılar 1908’de devrim gerçekleştirdi. Ancak, bu devrim başarısının derecesi tartışmaya açıktır. İttihatçılar, çağdaş bir anayasal düzen ve parlamenter sistemi geri kazandırdı. Ancak, halkın bu süreçle uyum sağlamakta zorluk çektiği gerçeği de göz önünde bulundurulmalıdır.
“DEVAMLI YENİLENME GEREKİYOR”
“Ancak Osmanlı toplumunun okuma-yazma oranının düşük ve patikalara uygun modernleşme ihtiyacının sınırlı olduğu unutulmamalıdır. Devrim, yeterince kitlelere ulaşamamıştır; çünkü çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Bu koşullar altında, devrimin tüm kesimlere inebilmesi oldukça zor gözükmektedir.”
“TARİHİN CİDDİYETİ KUTUPLAŞMALAR YARATIYOR”
9-) Ülkemizde tarih yazımı politik bir mesele haline geldi. Sizce İttihat ve Terakki üzerine yürütülen tartışmalar yapılmalı mı yoksa geçmişe dair tartışmalar daha da zorlaştırılmakta midir?
“- İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin tarihsel bir yapı olarak siyasete alet edilmesine karşıyım. Tarihin bu düzenek içerisinde malzeme olarak kullanılması, toplumsal kutuplaşmalar yaratıyor. Bugün İttihat ve Terakki’nin şiddetle kınandığı durumlar, belki başka bir zaman diliminde bu yapıların taraftarları olacağı fikri üzerine de düşünülmelidir. İttihat ve Terakki tarih boyunca hatalarıyla ve başarısı ile anılmayı hak eden bir yönetim tarzıydı. Bu nedenle ruhları şad olsun.”
Talha Burak ÜNLÜ
(Tarihçi, Yazar)
X Hesabı: @Talhaburakunlu
Talha Burak Ünlü’nün yayımlanmış eserleri:
“`